Geçenlerde izlediğim bir analiz haberde zengin, orta sınıf ve dar gelirli kişilerin çocukları için, ilköğretimden üniversite sonuna kadar yaptıkları eğitim giderlerini konu almışlardı.
Bu araştırma sonucuna göre dar gelirli bir aile 5-6 bin, orta gelirli 30 -40 bin zengin kişiler ise çocuklarının eğitimine 600-700 bin lira harcıyormuş. Aradaki bu uçurum, kişiler hayata atıldıkları zaman daha çok hissediliyor.
Üniversiteye kadar kolej eğitimi alan ve sonrasında aldığı kaliteli eğitim sayesinde ülkemizin veya dünyanın kaliteli üniversitelerinde okuyan bir kişi eğitim sonrası iş hayatında kendisine çok çabuk yer edinebilirken tahsil hayatını toplamda 6 bin lira ile geçiren bir kişi doğal olarak onlara karşı eksi duruma düşmektedir. Bu uçurumu aşmak için çok çaba göstermesi birçok eğitim alması gerekli ama bu zaten mümkün olamıyor.
İş ve kariyer sitelerindeki iş ilanlarına baktığımızda, bizi hayrete düşüren ilanlarla hepimiz karşılaşmışızdır. Öyle ki herhangi bir departmanı için aradığı kişi özellikleri, bana CEO arayışı içinde olduklarını çok düşündürmüştür . Kapitalist sistemi sonuna kadar özümseyen işveren kesimi, az para çok iş kuralı ile belki de kendisinin bile bilmediği veya yapamadığı bir dizi özellik sıralıyor. işte bu nokta da bu konuya değinmek istedim. İş bulmak mı iş kurmak mı ?
Hepimizin çalışmakta ki amacı iyi bir iş ve iyi bir kazanç sahibi olmak iken yukarıdaki bahsettiğim sebeplerden dolayı pek çok kişi için bu pek mümkün gözükmüyor. İnternet bir çok kişiye yeni girişimler yaratma şansı sağladı. E- Ticaret ve sosyal ağlar başlı başına birer girişim iken bunun birde alt dalları; genel olarak dijital pazarlama olarak adlandırabileceğim iş sektörleri oluştu.
“Girişimcilik” kelimesini sıkça duyar olduğumuz günümüzde üniversiteler de girişim kulüpleri, gençleri iş kurmaya okul hayatında teşvik ediyor. Sektör içerisinde girişimci kişilikleri ile örnek olan iş adamlarının iş kurmak isteyen kişilere ve fikirlere yatırımlar sağlıyor olması iş fikirlerini hayata geçirmek isteyen kişiler için olumlu bir ortam hazırlıyor.
Yeni iş sahalarının oluşması için azımsanmayacak ölçüde devlet destekleri de bulunuyor. Kosgep, ticaret ve sanayi odaları, sektörel kredileri ile girişimcilere destek oluyor. Kendi işini kurmak ve ekonomik bir değer üretmek isteyen girişimciler nelere dikkat etmeli, hangi eğitimlerden geçmelidir ?
İlgi Alanınızı Belirleyin : Belki de en önemli adım bu olsa gerek. yeteneklerine bilgine veya ilgi alanına göre bir bir iş fikri geliştirmek ve bunu uygulamaya koymak başarının ilk adımı olabilir. Hiç bilmediğiniz bir alanda kulaktan dolma bilgilerle, çok kazanacağınızı düşüneceğiniz bir sektöre adım atmak, kazanmaktan çok maddi kayıplara neden olabilir. Bu yüzden bilgili olduğunuz bir sektörle alakalı inovatif bir iş fikri geliştirin. Bilmediğiniz bir sektörle alakalı iş yapmak istiyorsanız sektörün bilgilerine tam olarak vakıf olana kadar o sektörü öğrenmeye gayret gösterin.
Mikro Eğitimler : Gelişen teknoloji ve bu sayede var olan iş ve mesleklere yönelik yeni eğitimler görüyoruz. Elbette ki zamanın gerektirdiği bilgi donanımından uzak kalmamak için yeni bilgilere açık olmak gerekli ama bu eğitimler ile sıfırdan bir kariyer gerçekleştirmek ne kadar mümkün veya bu eğitimleri veren kişi ve kurumların mesleki bilgisi ve tecrübesi ne derece iyi buna bir bakmak lazım. Mail, google reklamları ve sosyal ağlarda sıkça karşılaştığımız reklam yanıltıcı olabilmektedir. Öncelikle şunun bilinmesi lazım; içerisinde var olmak istediğiniz ama hiç bilgi ve tecrübe sahibi olmadığınız bir sektörde 120 saatlik bir eğitimle profesyonel olamazsınız. Eğer hakikaten bilmediğiniz bir sektörde bir iş fikri geliştirmiş ve o sektörde iş yapmak istiyorsanız önünüze çıkan ” iş kurduruyoruz,e- ticaret yap, dış ticaret öğren, e-dış ticaret, dijital pazarlama” gibi ilanların olduğu eğitimlere başvurmaktan önce detaylı bir eğitim incelemesi yapmak gereklidir.
Dış Ticaret Eğitimleri : Ülkemiz ihracat politikaları ve hedefleri ile orantılı olarak gerek kamu kuruluşları gerek ise özel eğitim kurumlarında dış ticaret eğitimleri veriliyor. Özellikle dış ticaret alanında eğitim almak istiyorsanız özel eğitim kurumlarına binlerce lira vereceğinize, kamu kuruluşları eğitimlerini iyi inceleyin derim. İSO, İTO, İhracatçı birlikleri gerek üyelerine gerekse dışarıdan talepler alabilmekte ve ücretsiz eğitimler vermektedir. Özellikle İstanbul Sanayi Odası eğitimlerini şiddetle tavsiye ederim. Alanında uzman kişiler ile kaliteli ve ücretsiz bir çok eğitim sunuyor. Şunu açıkça belirtmek isterim ki özel eğitim kurumuna para vererek alamadığım eğitimi İstanbul Sanayi Odasından ücretsiz aldım.
Klasik Ticaret Mantığından Kurtulun : Bir iş kurmak mutlaka sermaye gerektirir. Her ne kadar sermayeye dayalı bir iş yapacak olsanız bile masrafları minimize etmeye çalışın. Burada sayın Baybars Altuntaş’ın altın değerinde ki “Önce kazan sonra harca” felsefesini hatırlatmak isterim. Bizim ticaret mantığımıza önce yatırım ve masraf yapmak sonra kazanmayı amaçlamak ilkesi hakimdir. Bu mantık pek çok yeni girişimcinin kısa zamanda girişimini sonlandırması ile neticelenir. İyi analiz yapılmadan yapılan girişim maalesef uzun vadeli olamıyor.
Sermayeniz Bilgi Olsun : Bilgi teknolojileri çağından, bilgi toplumu olduğumuzu söz ettiğimiz zamanımızda yapılabilecek en az sermayeli iş bilgiyi kullanmaktır. Daha doğrusu bilgiyi satmak. Eğer bir konuda ve sektörde uzmanlığınız var ise bilgi sermayenizi kullanarak çok daha hızlı iş hayatına atılabilirsiniz.