Türkiye’deki uluslararası gayrimenkul pazarlama ve aracılık markalarının sayıca fazla oluşu, sermayenin yurtdışına gidişi ve yerli markanın önemine yönelik, gayrimenkulhaber.com’da kaleme aldığım yazıya istinaden, Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Özelmacıklı’dan aldığım mail, bu yazının ortaya çıkmasını sağladı.
Yabancı Markalara Karşı yerli Markalar desteklenmeli
Türkiye’de, gayrimenkul pazarlama ve aracılık hizmeti sunan markaların tamamını ele aldığımızda, bunların büyük çoğunluğunun uluslararası franchise marka ofisleri olduğunu görebiliriz. Haber’de bunu ele almamın sebebi, gayrimenkul pazarlama ve aracılık sektöründe oluşan ekonominin yurtiçinde kalan bir bölümü olsa bile yurtdışına ödenen büyük bir miktar var. Yani ülke sermayesinin kaybı söz konusu.
Türkiye’ye giriş yapan bu yabancı markalar, know-how bilgisi ve marka kültürü sayesinde piyasaya bir kalite ve standart getirdiğini her daim dile getiriyorum. Bunlar elbette çok önemli ama, bu markaların ülke franchise hakkını alan veya il franchise hakkını alan kişilerin emek ve nakit sermayelerini kendi markalarını yaratmak için çalışmasının gerektiğini belirtmek istiyorum.
Neden buna vurgu yaptığımı şu şekilde belirteyim; Türkiye, gündemi her an değişen, etrafı ateş çemberinde olan bir ülke. Yakın zamanda doların ani yükselişi ile siyasilerin, vatandaşa dolar satma çağrısını yaptığına hepimiz şahit olduk. Böyle bir ortamda, ülke sermayesinin franchise ve royalty bedelleri ile yurtdışına çıkışını engelleme adına yerli markalar yaratmak ve var olan markaları güçlendirerek ülke sermayesinin yurtdışına çıkışını engellememiz gerektiği gibi; bunu yurtdışına ihraç etmemiz halinde ülkeye döviz girdisi sağlanacağının farkında olarak milli bir girişim hayata geçirmeliyiz.
Altın Emlak’ın Vizyonu Genel Müdüründen Belli
Aynı yazımda yerli markaların az olduğunu belirtmekle birlikte, var olan ve iyi işler ortaya çıkaran Turyap ve Altın Emlak’a da değinmiştim. Şahsi bir yakınlığı ve tanışıklığı olmayan bir sektörel web habercisi gözüyle Altın Emlak hakkında fikrimi paylaşmak istiyorum. Ülke gündemi gibi gayrimenkul sektöründe de her gün bir gelişme ve açıklama olabiliyor. Ülkenin siyasi ve bölgesel konjekürü, doğal olarak gayrimenkul sektörünü de dolaylı veya direkt olarak etkileyebiliyor. Geçen yıl 15 Temmuz’da talihsiz bir olay yaşadık. Sonrasında gayrimenkul sektörünü hareketlendirmek için önemli adımlar atıldı. Gayrimenkul haberde bunu derleyerek son bir yılda yaşanan teşvik, değişiklik ve kampanyaları tarihlerine göre sıralayarak haberleştirdim.
Altın Emlak’ın sektördeki gelişmelere hemen reaksiyon göstererek bilgilendirme amaçlı basın bültenleri servis ediyor oluşu, bir markanın yapması gerektiği halkla ilişkiler çalışmalarının en güzel örneğini oluşturuyor. Tabi sadece bu değil; vatandaşın menfaatine olacak, alım, satım ve bunun beraberinde getirdiği yasal mevzuatlar gibi birçok değerli bilgiyi blog sayfalarında paylaşarak ilgililerin bilgilenmesini sağladığı gibi, bizim gibi sektörel veya ulusal web haber sayfaları ile de paylaşarak daha fazla kitleye fayda sağlıyorlar. Bir gayrimenkulü satmak veya kiralamak amaçlı pazarlama hizmeti veren firma, kendisini pazarlayabilmekten habersiz, sektörün geneline fayda sağlama düşünce ve vizyonundan uzak ise marka olması da mümkün olmuyor. Maalesef bizim firmalar, uzun soluklu ticari varlığını sürdürmekten daha ziyade, hemen para kazanma odaklı çalışma kültürü ile hareket ettiği için global gayrimenkul markası yaratma noktasında sıkıntı yaşıyoruz. Bu anlamda Altın Emlakîn doğru adımlar attığını söylemek yanlış olmaz.
Son olarak Hakan Beyin tarafıma yazdığı maile değinmek istiyorum. Yapmış olduğum haberde direkt olarak Altın Emlak’ı hedef alarak bir yazı kaleme almış değildim. Ülkenin ve sektörün menfaatine bir yorum olarak hazırladığım haberi okumaya zahmet eden, bundan da daha ziyade bir hareketle, tarafıma mail yazmak suretiyle haber ve haberin konusu hakkında fikirlerini paylaşan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, masa başı genel müdürü olmadığını bana göstermiş oldu. Sayın Özelmacıklı sektörle ve sektöre fayda sağlayan kişilerle, ilgili ve etkileşim halinde olan dinamik bir lider olduğunu göstermiş oldu. Bu itibarla kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.